Sizin bulunduğunuz yeri bilmiyorum ama bu yıl İstanbul’da yaşayanlar olarak ilginç bir yaz geçirdiğimizi söylemem gerek. Bu aralar evden çıkarken hem güneş gözlüğünüzü hem de şemsiyenizi almanız şart ve şuna emin olun, her ikisini de gün içinde dönüşümlü olarak kullanma fırsatınız olacak.
Bu kadar ıslak ve geçtiğimiz yıllara gore serin bir yaz geçirmeye başlayınca ister istemez global ısınma iddialarını tekrar sorguladım zihnimde. Özellike de kürenin bu kısmı ısınmak yerine soğumaya teslim olmuştu belli ki.
Neyse ki bu değişken hava çarşı-pazarda karşımıza çıkan güzelim yaz meyve sebzelerini pek etkilemedi. Pazarlarda her adım başı mis kokulu tarla çileğine, ahududuya, kiraza, vişneye rastlıyoruz hala. Ben de bu güzel çilekleri görür görmez, daha doğrusu baş döndüren kokularını alır almaz aklıma en sevdiğim yaz tatlılarımdan biri düştü. Bu hafta biraz da Paris’ten bahsedecektim size ama Paris bekleyebilir, bu çilekler ise çok bekleyemezlerdi. Acilen bu muhteşem tatlının içinde yerlerini alıp damağımda hoş bir tat bırakarak mideme inmeliydiler.
Çilekler sadece bir kaç günlüğüne taze kalabilirler tabii buzdolabında ve aldığınızda içine koydukları kese kağıdından hiç çıkarmadan saklamanız koşuluyla. Kesinlikle önceden yıkanmamalı, sapları ayrılmamalı yoksa güzelim çilekleriniz fazla suyu çekerek renginden ve tadından kaybederler. Şekilleri de çok daha çabuk bozulur.
Garip ama gerçek çilekler gül ailesinden gelen bitkiler. Acaba çilek bu yüzden mi romantik bir meyve olarak yer etmiş kafalarda diye düşünmeden edemedim. Hatta nedenini tam anlayamadıysam da ofisten bir arkadaşımın kendisine bir kutu pahalı çikolata yerine muteşem kokan, kıprkırmızı çilekler yollayan bir erkekten çok daha fazla etkileneceğini söylediğini hatırladım. Hele de bu erkek, o sıralar ofise gelip giden ve gözlerini ayıramadığı yabancı danışmanlardan biri olsa ve çileklere bir de “Will you berry me?” notu iliştirse oracıkta bayılabilirdi herhalde.
Tabii bu güzelim meyveye sadece romantik tarafından bakmak büyük haksızlık olur. Çok bilinmese de 7-8 tane çilek orta boyda bir portakaldan daha fazla C vitamin içerir. Bunun yanı sıra çilek zengin bir potasyum, antioksidan ve kalp krizine düşman flavonoid kaynağıdır. Demek ki çilekle birikte “bir şey çok lezzetliyse vücuda zaralıdlır. “ miti de yok olup gidiyor. Ama yine de geçmişte böbrek taşı problemi yaşayanların dikkatli tüketmesi gerektiğini de hatırlatmakta fayda var.
Tatlı tarifime gelecek olursak, bir kaşıkla sizi kendinizden geçireceğinin garantisini verebilirim rahatlıkla. En üstteki incecik çıtır çıtır file bademler yumuşak ve ipeksi kremayla mükemmel bir zıtlık oluşturuyor. Ahududu püresi de şekeri dengeleyip akrabası oldukları çileklerin tadını daha da zenginleştiriyor.
Kısacası, mükemmel bir yaz akşamı için hazırlanabilecek mükemmel bir yaz tatlısı bu. Yazınız benimki gibi hafif yağmurlu bile olsa bu güzelliğin en azından aklınızdaki bulutları dağıtacağınsan emin olabilirsiniz.
- 400 g Mascarpone peyniri
- 200ml krema, en az 12 saat soğutulmuş
- ½ bardak* pudra şekeri
- ¼ çay kaşığı* vanilya özütü
- 2 bardak* çilek, sapları ayıklanmış ve ikiye bölünmüş
- 1 bardak* ahududu püresi (herhangi bir ekleme yapılmadan ahududuları mutfak robotunda püre haline getirmeniz yeterli )
- ½ bardak* frenk üzümü
- ⅔ bardak* file badem
* Bardak, çorba kaşığı ve çay kaşığı ölçüleri Amerikan ölçülerindeki ”cup”, “tablespoon” ve “teaspoon” karşılığıdır. Bu ölçüler için gerekli kapları mutfak malzemeleri satan yerlerden temin edebilirsiniz.
Yapılışı
1. | Soğutulmuş kremayı byük metal bir karıştırma kabına alın ve yüksek hızdaki mikserle katılaşana kadar çırpın. (mikseri içinden çektiğinizde kremada oluşan tepe formu bozulmadan kalıyorsa olmuş demektir) |
2. | Vanilya özütü ve pudra şekerini de ekleyip orta hızda mikserle bir dakika kadar karıştırın. |
3. | Mascarpone peynirini ekleyin ve herşey biribirine tam olarak harmanlanana ve pürüzsüz bir krema elde edene kadar yavaş hızda karıştırın. (çok fazla çırparsanız yavaş yavaş rengi sararmaya, pürüzlü bir yapıyla birlikte tereyağı benzeri bir forma kavuşacaktır. O yüzden gözünüzü ayırmayın ve istenilen noktaya geldiğiniz anda karıştırmayı bırakın) |
4. | Beyaz şarap kadehlerinden birini alın, en alta bir tatlı kaşığı kadar frenk üzümünü serpin. Üzerine biraz krema ekleyip, kaşıkla yayın. |
5. | Biraz ahududu püresi ekleyin, üzerine bir kat daha krema koyun. Çileklerin şekil olarak en güzel olanlarını bardağın yan yüzlerine yerleştirip, orta kısma da bol miktarda çilek koyun. |
6. | En üste yine krema koyup kaşıkla düzeltin, file bademleri üzerine serpin. |
7. | Buzdolabında soğuttuktan sonra servis yapın. |
#1 by Orkun - July 13th, 2010 at 23:39
Yeter artık! Biraz da ofise getir şu yaptıklarından!
)
#2 by özge - July 14th, 2010 at 20:52
antosiyanin içeriği yüksek. çok güçlü bir antioksidandır… kırmızılık derecesi arttıkça meyvenin bu antioksidan miktarı da artar. çilek okzalat mikatırda yüksek olduğu için böbrek taşında ve yüksek potasyumdan dolayı böbrek hastalarında risk oluşturur. ama böyle güzel sunulursa bilemem
)
ellerinize sağlık yine harikalar yaratmışsınız.
#3 by Ozhan - July 15th, 2010 at 23:12
Orkuncuğum, bu blogda verdiğim yapması en kolay tariflerden biri bu. Her şeyi devletten beklememek gerek, mutfağa gir bir dene. Hem yaptıklarının tümünü yeme şansın da var:)
#4 by Ozhan - July 15th, 2010 at 23:21
Çok sağol Özge, çilekle ilgili bilgiler daha da zenginleşti sayende. Böbrek taşı sicili olanların neden dikkatli tüketmesi gerektiğinin de bir açıklaması oldu hem.
#5 by zarpandit - August 12th, 2010 at 11:02
dehşetengiz bir tarifle tokatlıyorsun yine hehe
mascarpone bizim evde genelde benim elimde berbat birşey oluyor
bir anda ayrışıyor daha çırpmaya başlar başlamaz tahmin ediyorumki soğuk çırpmaya başladığım için..
bu tatlı ramazanda kesinlikle en hafif ve görselliği on numara bir tatlı
#6 by Ozhan - August 12th, 2010 at 22:03
Zarpandit, mascarponeyi kullanmadan biraz önce çıkartmak lazım hafif yumuşaması için ama en önemlisi çok fazla ve yüksek devirde çırpmamak. Bir keresinde yine bu tatlıyı yaparken başka şeye dalıp krema mascarpone karışımını çok çırpmıştım. Pütürlü, hafif sarı renkli ve homojen olmayan bir şeye dönüşmüştü güzelim karışım. Sen söyleyince aklıma geldi, kremaya eklenen vanilya özütünü azaltıp yerine biraz gülsuyu ekleyerek iyice ramazan havasına sokulabilir aslında.
#7 by zarpandit - August 15th, 2010 at 23:10
gül suyu fikri iyi geldi azcık beynimi zorlayıp bu güzelliği farklı bir şekilde yapacağım sanarım becerirsem haberdar edeceğim
ayrıca sizden dondurma,frozen yogurt ve sorbet tarifleri bekliyoruz bilgine
imza :yüzsüz okuyucu
#8 by Pepela - August 18th, 2010 at 00:42
Mm,Enfes görünüyor!..
Ellerinize,emeğinize sağlık..
#9 by Ozhan - August 18th, 2010 at 11:12
Teşekkürler Pepela, tadı da bir o kadar güzeldi
#10 by Ozhan - August 19th, 2010 at 20:54
Ne diyeyim bilemedim, içine doğdu herhalde Zarpandit. Dondurma fotoğrafları hazır, yazısını yazıyorum. Yakında burada yani
#11 by durumutfak - November 8th, 2010 at 21:29
Beni bıraksınlar 24 saat böyle meyveli kuplar hazırlayıp süslesem, yesem. Hiç açlık hissim olmasa da hep böyle şeylerle karnımı doyursam.. Bayılıyorum. Çok az yere yaptığım bi yorum bu: Dibi düşmek ne demek, gördüm.
#12 by Ozhan - November 28th, 2010 at 22:59
Öncelikle uzun süren bir seyahat nedeniyle geciken yanıt için kusura bakmayın lütten. Çok az yaptığınız bu yorumu meyveli kuplarımdan esirgemediğiniz için de çok mutlu olduğumu ifade edeyim.
#13 by Ayş - May 16th, 2012 at 11:38
Denemek için sabırsızlanıyorum , becerebilirsem sonunda vitrinde ki kadehleri kullanmaya değer
#14 by Yasemin - August 31st, 2012 at 12:07
Merhabalar
Ben freng uzumu bulamadım.alternatif meyve neler koyabilir.bu mevsimde bulabileceğim.ya da freng üzümünü nasıl bulurum
Tesekkurler