Bu aralar aklımda hep aynı şarkı çalıp duruyor; hep sevdiğim, keşke akrabalığımız olsaydı da (nasıl bir bağ olabilirse artık) yakından tanıyabilseydik diye iç geçirdiğim ipek sesli Ella’dan, “It’s too darn hot” yani “Çok feci sıcak”. Açık pencere ve kapılardan gelebilecek küçücük bir rüzgarı bile heba etmemek için odadan odaya geziyor olmamın da etkisi olabilir tabii bunda. Nereye gidersem gideyim sıcak; salon sıcak, arka oda sıcak, hele mutfak inanılmaz sıcak. Bu satırları yazmak bile terletiyor beni. Yüzde doksanları aşan nemle birlikte nereye dokunsam parmaklarıma bal bulaşmışçasına yapış yapış hissediyorum.
Bu zor koşulları göz önüne alırsak hiçbirinizin benden mutfağa girip, sıcak birşeyler hazırlamamı beklemediğinden eminim, haksız mıyım? Normalde nerdeyse her gün çalışan fırın bu aralar cehenneme açılan gizli bir geçit gibi görünüyor gözüme. Ne olursa olsun kapağı açılmamalı yani.
Ev içinde dolanmak fayda etmeyince, joker hakkımızı kullanıp balkona atıyoruz kendimizi, püfür püfür bir rüzgarla hava belki daha çekilir hale gelir diye. Balkonda çiçeklerin ve taze baharatların içinde vakit geçirmek evin içinde olmaktan çok daha iyi. Sanki hem dışarıdasınız hem de evde.
Apartmanda yaşıyor olmanın en kötü tarafı bahçesizlik herhalde ama biraz çabayla kendi küçük vahanızı yaratmak da çok zor değil. Bu daha çok önceliklerinize karar vermekten geçiyor. Pek çoğumuz için balkonlar sık kullanılmayan ama atmaya da kıyılamayan malzemelerin depolandığı alanlar. Açık havada, huzurlu ve hoş bir ortamı siz mi, yoksa temizlik malzemeleriniz ve plastik kovanız mı daha fazla hakediyor? İşte önemli olan önce buna karar vermek.
Kendinize ait küçücük ama mutluluk veren bir bahçe yaratmak için ihtiyacınız olanlar çok basit: bitkileriniz için duvara sabitlenecek bir kaç ahşap raf, sevimli saksılar, sepetler ve sevdiğiniz baharat ve çiçeklerin tohumları (hangilerini seçeceğinize karar verirken balkonunuzdaki ışık, rüzgar ve hava koşullarını da hesaba katmanız daha iyi sonuçlar almanız için önemli, bu konuda pek çok kitap ve internetteki binlerce kaynaktan faydalanmanızı da şiddetle hatta hararetle -bu havaya çok daha uygun oldu- öneriyorum).
Kendinize serin bir yer bulduysanız ya da kaçabileceğiniz böyle küçücük bir bahçeniz varsa bu sıcak yaz günü için biraz taze erik ve nektarin, biraz da portakal likörü içeren bu yaz kokteyli ile gününüzü daha da serinletebilirsiniz.
Üstelik bu içkiyi hazırlamak sadece beş dakikanızı alacak dolayısıyla bu sıcakta mutfağa hapsolmanıza da gerek yok. Siz yine de yanınzda birileri varken bu kokteyli hazırlayın ki ikinci turda içkileri hazırlama işi size kalmasın çünkü hava gerçekten çooook sıcak!
Malzemeler (1 kişilik)
- 50 ml Cointreau (portakal likörü)
- 40 ml soda
- 15 ml frenk üzümü şurubu
- 15 ml misket limonu suyu
- Bir nektarin ve bir mürdüm eriği
Yapılışı
1. | Nektarin ve eriği ince ince dilimleyin ve her birinden birkaç dilimi şampanya kadehine yerleştirin. |
2. | Conitreau, frenk üzümü suyu ve misket limonu suyunu bol buzla birlikte karıştırıcıda çalkalayın. |
3. | Karışımı bardağa süzün ve bardağın kalan kısmını buz gibi soğuk soda ile tamamlayın. Bekletmeden servis yapın. |
#1 by deniz - August 13th, 2010 at 20:34
Özhan merhaba,
Eline sağlık içmiş kadar olduk süper görünüyor.
Fotoğraf makinanın markasını sorsam?
#2 by Ozhan - August 14th, 2010 at 09:34
Teşekkürler Deniz, fotoğraf meraklıları genelde Nikoncular ve Canoncular olarak ikiye ayrılıyor ve biraz da kullandıkları markanın fanatiği haline geliyor bir süre sonra. Ben de ilk bas-çek makinemden beri hep Nikon kullandım. Uzun süredir de Nikon D80 kullanıyorum, kolay kolay başka markaya geçemem gibi geliyor artık.
#3 by Selma – DUSBAHCESI - August 14th, 2010 at 13:39
Merhaba Ozhan,
Bloguma birakmis oldugun degerli yorumun icin tesekkur ediyorum. Hollandada yasadigim icin iyi kalitede vanilya bulmak pek zor olmuyor. O yuzden vanilya ozutu yapmaya ihtiyac duymadim (vermis oldugun tarifi de daha once okumustum). Fakat kullandigim cubuklari seker dolu bir kavanoza koyarim ziyan olmasin diye. Sanirim bu da senin vermis oldugun fikrin bir benzeri:) Ziyaretin icin cok tesekkur ediyorum. Bu arada, yemek blogun cok guzel. Basarilarinin devamini dilerim! Hollandadan sevgiler.
#4 by deniz - August 14th, 2010 at 15:34
Teşekkür ederim.Bugünlerde makinemi değiştirmek gibi bir düşüncem var.Onun için araştırma yapıyorum.