Biraz gecikmiş bir haber vermeliyim size, beni gerçekten mutlu eden bir haber bu. Gerçi ben aylardır biliyordum ama en sonunda ortaya çıkan şeyi kendi gözlerimle görmeden burada paylaşmak istemedim. Zaten şimdiye kadar konu ne olursa olsun bir iş sonuçlanmadan hayatta söyleyememişimdir kimselere.

Bir süredir, sık sık bana gelen postaları kontrol ediyorum; gözümün aradığı tek bir şey var, o da uzaklardan gelmiş zarftan daha büyükçe olmasını beklediğim bir paket. Ama nafile…Faturalar, hayatta uğramayacağım fast food restoranlardan gelen indirim kuponları, süpermarket broşürleri ve bunlar gibi bir tomar kağıtla kutu dolup taşıyor ancak benim beklediğim şey hala yok. Sonrasında uzun bir yolculuğa çıkıyoruz ve ben tekrar eve dönene kadar posta kutusuyla vedalaşıyorum.

Eve döner dönmez ilk olarak ne yaptığımı sanırım söylememe gerek yok ama bu sefer büyükçe, içi patlatmaya doyamadığım baloncuklarla kaplı olduğu hissi veren bir paket de var kutunun üzerinde. Ve evet…Beklediğim gibi uzaklardan, Avustralya’daki Slattery Medya Grubu’ndan geliyor. İçini açar açmaz, oldukça şık tasarlanmış, pırıl pırıl renkli bir yemek kitabını kucağımda buluyorum. Hemen sayfaları çevirmeye koyuluyorum heyecanla, fotoğraflar, sayfa düzeni, kullanılan fontları daha ilk bakışta seviyorum ama sabırsızca çevirmeye devam ediyorum sayfaları soluk soluğa. Bir an evvel bu kitabı benim için bu kadar özel yapan kısma ulaşmalıyım çünkü.

Evet, işte tam da burada, mayonez tenceresine yaslandığım, beni oradan tanıdığınız bildiğiniz siyah-beyaz fotoğrafım, hemen altında kendi yazdığım profilim duruyor. Hızla bir kez daha okuyorum devamında yazdığım satırları, paylaştığım iki tarifi ve tam sayfada muhteşem görünen ballı lokma fotoğrafına donmuş şekilde bakarken buluyorum kendimi. Bu benim için gerçekten inanılması güç bir an, uluslararası bir yemek kitabı projesinde ben de varım, üstelik basılı, kanlı canlı bir kitap elimdeki. Kitabı karıştırmaya devam edince, mutluluğum daha da artıyor çünkü kimisini yıllardır takip ettiğim,yemek blogu işinde artık şöhret olmuş Beatrice Peltre “La Tartine Gourmande” , Jaden Hair “Steamy Kitchen“, Meeta Khurana “What’s for Lunch, Honey?“, Sara Morris “Sprouted Kitchen” gibi isimler de burada. Benim tarif ve fotoğraflarımın, yazdığım satırların da dünyanın farklı köşelerinde tanımadığım pek çok insanın kitaplığında yer bulacak olması fikri beni acayip mutlu ediyor.

“Foodies of the World” yemek kitabı projesini editörünün kendi satırlarıyla aktarmak gerekirse;

“Foodies of the World, dünyanın en iyi bloglarından derlenmiş yazılar ve tariflerden oluşuyor. İçinde farklı bloggerların kaleme aldığı tatlı hikayeler ve muhteşem tarifler olan bu kitap, dünyanın dört bir yanındaki bloglardan seçildiği için (Fransa, Amerika, İngiltere, Almanya, Italya, Türkiye, Estonya, Hindistan vs.) verilen tarifler de pek çok farklı mutfağı temsil ediyor. Bu kitap, yemeğe duyulan aşkın tüm dünyayla paylaşılmasına aracılık ederken, kalitesi, bütünlüğü ve güzel tasarımıyla okuyucuları da kendi mutfaklarında zaman geçirmeye teşvik ediyor.”

Kitabı gerçekten çok beğendim (samimiyim, içinde ben olmasam da fikrim değişmezdi) ve yeni pek çok tarifi denemek üzere şimdiden işaretledim. Siz de birbirinden farklı 59 blog yazarının (beni zaten bildiğinize göre 58 olarak düzeltiyorum rakamı) dünyalarını keşfetmek ve verdikleri değişik tarifleri denemek isterseniz aşağıdaki kapak fotoğrafını tıklayarak kitabınızı sipariş edebilirsiniz. Seveceğinizden eminim.

Son olarak, en büyük teşekkürümü de sizlere göndermek istiyorum. İlginiz, desteğiniz, pozitif yorumlarınız olmasa bu blog devam etmeyeceği için böyle bir projede de yer alamayacaktı. Hepinize tekrar teşekkürler…