Önceki gün ilginç bir şey oldu ve Greenpece’in Akdeniz ofisinden bir e-posta düştü kutuma. Tabii e-posta almanın ilginç bir yanı yok, “Her gün hepimize yüzlerce geliyor, ne var bunda?” diyeceksiniz ama bugün yazısını yazmayı planladığım tarifle ilgili çalışırken gelmesi ve içeriğiydi şaşırtıcı olan.
Av yasağı bittikten sonra, sevdiğim balıklardan biri olan deniz levreğiyle bir kaç farklı deneme yapmıştım ve en sonuncusundan memnun kalır kalmaz fotoğraflarını çekip, malzeme listesini de son haline getirdim. Fotoğraflar hazır, tarif son haline gelmiş, geriye tek kalan şey yazıyı hazır etmek. Bir fincan çay alıp koltuğa oturdum, yazıya başlamadan önce bir yandan da gelen e-postalara bakmak üzere. Daha bir yudum almıştım ki Greenpeace Akdeniz ofisinde iletişimden sorumlu Deniz Sözüdoğru’dan gelen e-postanın bir kaç satırıyla şaşkınlıktan elimdeki çayı neredeyse koltuğa döküyordum.
Bu tesadüf olarak açıklanabilir mi bilmiyorum ama Deniz mailinde yakın zamanda başlattıkları ve yavru balık avının önüne geçmeyi amaçladıkları muzip sloganıyla da dikkat çeken kampanyadan bahsediyordu. Hatta benden de bundan sonra balık tarifi verirsem bu bilgileri blogu takip edenlerle de paylaşmamı rica etmişti. Daha doğru bir zamanlama olamazdı sanırım bunun için. Kampanyanın web sitesinde verilen bilgiye göre şu ana kadar tüm dünyadaki büyük balıkların %90’ını çoktan avlamışız bile ve toplam balık stoğunun %60’I yok olmuş. Endüstriyel avcılığın artışıyla birlikte daha fazla yavru balık avlanır ve satılır hale geldiği için de sürekli azalan balık popülasyonunun bu koşullarda 2050’de tamamen ortadan kalkması gibi ciddi bir tehlike söz konusu. Bu gidişle bir kaç jenerasyon sonra bugün yediğimiz lezzetli balıkların tadı sadece damaklarımızda yaşayacak birer anı olacak bir başka deyişle.
Erişkinliğe ulaşmamış bir balık henüz bir defa bile yumurtlama şansı olmadan avlandığında, bu balıktan üreyecek binlerce yavru balık da bir seferde yok edilmiş oluyor. Peki bunun önüne nasıl geçeceğiz derseniz, tek yolu tarım bakanlığı tarafından yavru balıkların avlanması ve satışının engellenmesi, yasal av boylarının düzenlenmesi. Bunun için sizler de kampanyaya web sitesi üzerinden destek verebilir, çevrenizdekilerle paylaşabilirsiniz.
Bunun dışında erişkin balıkların olması gereken boyları bilmek ve daha altındaki yavru balıkları satın almamakla işe başlayabiliriz kendi tarafımızda. Ne de olsa talep olmazsa arzın da olmayacağını (mantıklı bir pazarsa) çoğumuz Ekonomi 101 dersinden biliyoruz. Deniz ayrıca erişkin balıkların olması gereken boyları da gösteren yukarıdaki cetveli göndermiş, bir kaç kez bakınca en azından belli başlı balıklar aklınızda yer edecektir. Bundan sonra balık satın alırken balığın tazeliği dışında dikkat etmemiz gereken önemli bir nokta daha var özetle. Bu arada deniz levreğiyle ilgili bir kaç şey söylemeden geçmeyeyim. Deniz levreğinin gövdesi beyaz-gümüş renkte, parlak ve ince pullu olur. Çiftlik levreği ise koyu renklidir ve daha iri pullarla kaplıdır. Levrek alırken kandırılmamak ve çiftlik balığına deniz levreği diye dünyanın parasını vermemek için bunları bilmenizde fayda var.
Tarife gelirsek, eminim görüntüsüyle ilk bakışta hoşunuza gidecek bir balık yemeği bu ancak tadı da görüntüsünden geri kalmayacak kadar güzel. Beyaz şarap sirkesinden gelen ekşilik bu balıkla muhteşem gidiyor ayrıca pişirme kağıdını tamamen kapalı bir paket gibi kullandığımız için de sebzelerden ve taze kekikten gelen farklı aromaları balık çok daha iyi muhafaza ediyor. Ben tüm levrek filetolarını tek bir kağıt pakette pişirmeyi tercih ettim ama isterseniz her birini ayrı ayrı da hazırlayabilirsiniz.
Son olarak lütfen siz de bu ve benzeri kampanyalardan desteğinizi esirgemeyin ki ileride de farklı deniz ürünleri sofralarımızda yer bulabilsin. Bu tarifin 30 yıl içinde eski dönemlere ait bir kalıntıya dönüşmemesi için sahip olduklarımızı daha sorumlu tüketmek dışında bir çözüm görünmüyor maalesef.
Malzemeler (4 kişilik)
- 4 parça deniz levreği filetosu (filetoların içinde küçük bile olsa hiç kılçık kalmadığından emin olun)
- 60 g kırmızı biber (jülyen/kibrit çöpü kesim)
- 60 g sarı biber (jülyen/kibrit çöpü kesim)
- 60 g pırasa (jülyen/kibrit çöpü kesim)
- Taze kekik dalları
- 4 çorba kaşığı* kaliteli sızma zeytinyağı
- 4 çorba kaşığı* beyaz şarap sirkesi
- Taze çekilmiş karabiber
- Deniz tuzu
* Bardak, çorba kaşığı ve çay kaşığı ölçüleri Amerikan ölçülerindeki ”cup”, “tablespoon” ve “teaspoon” karşılığıdır. Bu ölçüler için gerekli kapları mutfak malzemeleri satan yerlerden temin edebilirsiniz.
Yapılışı
1. | Fırınınızı 170°C’ye ısıtın. |
2. | Pişirme kağıdından 35cmX50cm’lik bir dikdörtgen kesin ve ortadan ikiye katlayarak 35cmX25cm’lik iki dikdörtgen elde edin. Katlanmış kağıdı tepsiye koyun ve üstteki katı açın. Alt tarafta tepsi üzerindeki kağıda fırçayla hafifçe zeytinyağından sürün. |
3. | Ayrı bir kesme tahtasında deniz levreği filetolarının her iki yüzünü de zeytinyağı ile yağlayıp, tuz ve karabiberle tatlandırın. |
4. | Filetoları fırın tepsisine yerleştirdiğiniz kağıdın üzerine taşıyıp yan yana yerleştirin. Üzerlerine ince kesilmiş sebzeleri verve biçimde yerleştirin. |
5. | Her fileto nun üzerine bir çorba kaşığı beyaz şarap sirkesi gezdirin ve üzerine kekik dalı koyun. |
6. | Kağıdın boştaki tarafını balıkların olduğu kısmın üzerine kapatın ve kenarlardan 1’er cm katlayarak her üç kenarı da sıkı sıkı kapatın ve açılmaması için kıvırdığınız yerleri ara ara zımbalayın. |
7. | Tepsiyi fırına yerleştirin ve balıkları 20 dakika pişirin. Servise başlamadan önce fırından çıkartıp 5 dakika kadar bekletin. |
#1 by Selma – DUSBAHCESI - December 21st, 2010 at 11:01
Cok guzel bir paylasim olmus. Bu konular benimde cok dikkatimi cekiyor. Gecen gun bir belgesel izledim, kopekbaliklarin okyanustaki olan kiymetinden bahsediyorlardi. Mesela Guney Amerikada o kadar cok kopek baligi tutup ticaret yapiyorlarmis ki, bilmem kac yil sonra okyanusta hic bir kopek baligi kalmayacak diye endise ediyorlar. Kopek baliklari okyanusu dengede tutan en onemli hayvanmis. Bunlarin yok olmasi okyanusta/denizlerde yasayan butun hayvanlarin yok olmasi anlamina geliyormus. Cok urktum. Insanlar kendi kendini yok ediyor bu da cok uzucu! Bu sadece ufacik bir ornek, bunun gibi daha cok ornek var maalesef!!!! Benim bal oglan henuz 2 yasinda, ikinci yolda az kaldi dogmasina, bu demektir ki onlar 50 sene sonra dedigin gibi istedigi baliklardan yiyemiycekler, torunlarim belki hic gormeyecekler. Cok dramatik, abartili geliyor kulaga ama bunlar maalesef bir gercek (eger mudahele edilmezse)!!!
Tarife gelince, tam bir renk soleni olmus. Cok guzel fotograflar. Ellerine saglik. Beyaz sarap sirkesi yerine balzamik kullanilsa olurmu? Yada normal bildigimiz sirke?
#2 by Ozhan - December 29th, 2010 at 11:46
Selma merhaba, yazdıklarını düşününce insan gerçekten rahatsız oluyor, hele de bizden sonraki bir kaç jenerasyonun balığın tadını hiç bilmeyecek olma ihtimali fikir olarak korkunç. Biraz da olsa bu bilinci oluşturmak için bu bilgileri çevremize de yaymak tek yol sanırım.
Tarifi beğenmene çok sevindim gerçekten. Balsamiği önermiyorum çünkü balığın rengini yer yer kahverengiye döndüreceği için görüntü çok iç açıcı olmayacaktır. Beyaz şarap sirkesi yerine bildiğimiz sirkeyi kullanmayı denemedim ama asit oranı daha yüksek olacağından daha sert bir tat bırakacaktır ve gereğinden fazla hissedilecektir. O nedenle sirkeyi limon suyuyla karıştırarak kullanmayı deneyebilirsin ama tek başına sirke kullanmak çok iyi sonuç vermeyebilir diye düşünüyorum.
#3 by Burcu Şerifoğlu - January 19th, 2011 at 22:01
Özhancım,
Blog’unun methini şirkette çok duydum. Bakmak bugüne kısmetmiş. Tek kelime ile bayıldım! Greenpeace açıklamasına yer vermeni de çok takdir ettim. Bu pazar sebzeli levrek tarifini deneyeceğim.
Sevgiler
#4 by kalpsiz - January 21st, 2012 at 20:10
bence muhteşem olmus gerçekten ve ben bu zamana kadar haberim yok oldugundan gerçekten üzüldüm çünkü süper hepsi…
#5 by Ozhan - February 1st, 2012 at 17:35
Teşekkürler Kalpsiz beğenmene çok sevindim. Görüşmek üzere…