Bugün size çok sevdiğimiz birşeyden bahsedeceğim. Dünya üzerinde bu şeyi sevmeyen daha doğrusu ona bayılmayana bir insan evladı var mıdır bilmiyorum ama pek de sanmıyorum. Neden mi bahsediyorum? Daha fazla uzatmadan söyleyeyim, küçüklüğümüzden beri bayıldığımız, sevincimizi katlayan, stresimizi azaltan, yaz günlerinin en serin ve güzel şeyi. Dondurmadan başka birşey değil tabii ki.
Dondurmanın hikayesi 3000 yıl önce başlıyor. Bizden oldukça uzakta, Çin’de. Çinliler’in tarih boyunca yapmış olduğu pek çok buluş var; barut, mürekkep, porselen vs. ama bana gore insanlık alemine kazandırdıkları en önemli ve lezzetli şeydir dondurma. Elbette ilk dondurmanın bugünküyle pek ilgisi yoktu. Dondurmanın atası diyebileceğimiz bu tatlı dağdan getirilmiş kar, meyve, şarap ve balın karıştırılmasıyla elde ediliyordu. Dağdan kar getirmek her yiğidin harcı değildi, daha doğrusu herkesin bu işi yaptıracak kölesi veya askerleri olmadığı için dondurma en başta sadece imparatorun sofrasında kendine yer bulabildi.
Bilinen en meşhur gezginlerden biri olan Marco Polo, Çin’den dönerken getirdiği pek çok şeyin yanında (o zaman da Çin’de herşey ucuz ve boldu belli ki, bazı şeyler hiç değişmiyor işte) bu reçeteyi de getirmişti.
Zengin İtalyanlar bu tarife bayıldılar hatta manda sütü eklenmiş versiyonu en şaşalı sofraların vazgeçilmezi haline geldi bir anda. Zengin ve İtalyan kelimelerini aynı cümlede kullanır kullanmaz aklıma düşüveren Medici ailesinin ünlü üyesi Catherine Medici de bu akımın dışında kalamamış elbette.
Boğazına düşkün ve ince yemek zevkiyle ünlü bu hanımefendi 1533’te Fransa Kralı II. Henry ile evlendiğinde tarifi de Fransa’ya taşımış. Saraydaki Fransız aşçılar bu tarifin çikolatalı (onlardan da bu beklenirdi) ve çilekli versiyonunu yaparak bugün yediğimiz dondurmaya daha bir yaklaştırmışlar. Bundan ancak 300 yıl sonra Beyaz Saray’daki seçkin davetliler dondurmayla tanışabilmişler. Günümüzde herşeyin ne kadar hızla yayıldığını düşünün bir de.
Bugüne dönecek olursak, bir kup dondurma yiyebilmek için zengin veya asilzade olmamızın gerekmemesi beni inanılmaz mutlu ediyor. Hatta biraz uğraşmaya razıysanız bu güzelliği evde kendi mutfağınızda yaratmak çok da zor değil. Civardaki bir dondurmacıdan ya da süpermarketten satın almaktan daha fazla emek gerektirdiği kesin ama dağa tırmanıp kar küremekten kolay olduğunu da tahmin edersiniz. Evde yapacağınız dondurmanın fabrikasyon dondurmalardan kat be kat lezzetli olacağını söylemeye gerek bile duymuyorum. Bu tarifi kendinize bir güzellik yapmak için deneyin, hem zengin çikolata ve hindistan cevizi aromasının tadına varın hem de her kaşıkla içinizi serinletin.
Malzemeler (1 litre dondurma için)
- 200 ml krema
- 400 ml hindistan cevizi sütü
- 5 yumurta sarısı
- 220 gram bitter çikolata (alabildiğiniz en kalitelisini tercih etmeniz sonucu daha da güzelleştirecektir, emin olabilirsiniz. İyi çikolataya harcanan para her zaman karşılığını verir)
- 190 gram şeker
- ¼ çay kaşığı* vanilya özütü
- 60 gram yulaflı bisküvi
* Bardak, çorba kaşığı ve çay kaşığı ölçüleri Amerikan ölçülerindeki “tablespoon” ve “teaspoon” karşılığıdır. Bu ölçüler için gerekli kapları mutfak malzemeleri satan yerlerden temin edebilirsiniz.
Yapılışı
1. | Çikolatayı küçük parçalara bölün. |
2. | Kremayı kalın tabanlı bir tencerede ısıtın (kaynatmayın) |
3. | Parçalara ayırdığınız çikolatayı sıcak kremaya ekleyin ve eriyene kadar karıştırın. Tencerenin üzerine tel süzgeç koyup bir kenarda soğumaya bırakın. |
4. | Bir başka tencereye hindistan cevizi sütünün yarısını ve şekeri ekleyip orta ateşte sık sık karıştırarak pişirmeye başlayın. |
5. | Yumurta sarılarını çırpın, bir kepçe yardımıcyla sıcak süt ve şeker karışımından azar azar eklerken telle çırpmaya devam edin. |
6. | Çırptığınız yumurtalı karışımı ocaktaki süt-şeker karışımına ilave edin ve koyulaşana kadar pişirin. Daldırdığınız bir kaşığı çıkardığınızda kaşığın arkası karışımla kaplanıp, kolayca akmıyorsa olmuştur. Ocağı kapatıp biraz soğumaya bırakın. |
7. | Tenceredeki karışımı süzgeç yardımıyla çikolata-krema karışımına dökün. Vanilya ve kalan hindistan cevizi sütünü ilave edin. Tüm malzemeler karışına kadar telle çırpın. Buzdolabında soğutun (En az 3 saat) |
8. | Soğuttuğunuz dondurma karışımını dondurma makinenize dökün ve üretici firmanın talimatlarına uygun şekilde dondurmanızı karıştırın –dondurma makineniz yoksa alternative metod için aşağıdaki not’a göz atın-. |
9. | Makinenizle karıştırma işi bitmeden bir dakika önce küçük parçalara ayırdığınız yulaflı bisküvileri de ekleyip karıştırın. Dondurmanızı hava geçirmeyen bir kaba alıp derin dondurucuda saklayın. İsterseniz servis yaparken üzerine badem veya fındık serpebilirsiniz. |
Not: Dondurma makineniz olmasa da dondurma yapabilirsiniz. Öncelikle geniş ve yayvan bir cam kaba en son elde ettiğiniz karışımı yayın ve en az 3 saat buzdolabında soğuttuktan sonra derin dondurucu kısmına alın. Yarım saat sonra çıkartın ve metal bir çatalla 3 dakika boyunca durmaksızın iyice karıştırın. İsterseniz metal bıçaklı bir el blender ile de karıştırabilirsiniz ki bu sizi çok daha az yorar. Kenarlarda buz kristallerinin kalmadığından emin olun. Kabı tekrar derin dondurucuya alın ve aynı işlemi 3-4 defa tekrarlayın. En sonuncu karıştırma işleminden sonra hava geçirmeyen bir kaba boşaltarak derin dondurucuya kaldırın.
#1 by zarpandit - August 22nd, 2010 at 12:52
sözün bittiği noktadayım içime doğmuş diyorum
)))
Krups marka voltaj sorunu yaratmıyor diye okudum ama soru işaretlerim hala cevapsız..Şimdiden teşekkürler
Hindistan cevizi ve çikolatanın dehşet görüntüsü harika duruyor! bu arada çikolata konusunda haklısın..
şok halinde tekrar sorayım dondurma makinen var mı?
Varsa marka model önerme durumun varmı?
Voltaj sorunu yüzünden o gözüme kestirdiğim Cuisinart’ın kırmızı renkli göz alıcı dondurma makinesinden vazgeçmek zorunda kaldım
#2 by Ozhan - August 24th, 2010 at 09:03
Teşekkürler Zarpandit, başka bir şey istesen olacakmış demek ki
Aslında benim tek başına bir dondurma makinem yok. Kitchenaid’in dondurma aparatını kullanıyorum bu iş için, gayet de memnunum ama diğer makineleri deneme şansım olmadığı için kıyaslama yapmam ya da model önermem maalesef mümkün değil. Cuisinart bu alanda en çok bilinen markalardan biri ve kendinden kompresörlü modelleri var (böyle olunca her an dondurma yapmaya hazır olsun diye derin dondurucunda kocaman bir kabı saklamana da gerek olmuyor). Yalnız, Amerika’dan getirtmeyi düşünüyorsan marka ve modeli ne olursa olsun voltaj sorunu yaşama olasılığın çok yüksek. Oradaki şebeke voltajı 120V, frekansı da 60Hz olduğu için satılan cihazlar buna göre üretiliyor. Markası ve modeli ne olursa olsun cihazın 220V-240V aralığında ve 50Hz’te de çalıştığından emin olmanda fayda var.
#3 by cafe chocolatte - September 27th, 2010 at 22:06
cok guzel gorunuyor, kitchenaid dondurma aparatı almayı dusunuyordum, bunu duydugum cok iyi oldu; )resimler de bi o kadar guzel, iyi calismalar, saglicakla;)
#4 by Ozhan - September 30th, 2010 at 23:40
Çok teşekkürler, yorumun faydalı olmasına sevindim ayrıca.