September 30th, 2010
Böğürtlen ve Zencefilli Sorbe
Böğürtlen kelimesinin İngilizce karşılığı olan Blackberry size de peşinizi bırakmayan yüzlerce e-posta ve yanıp sönen ışığını gördükçe bakmadan rahat edemediğiniz bir cihazı hatırlatıyorsa yalnız değilsiniz. Bu inanılmaz derecede sağlıklı meyvenin İngilizce karşılığı maalesef bu mobil cihaz tarafından öylesine sahiplenilmiş ki Google’da kelimeyi aratınca bile ilk on sayfada farklı Blackberry modellerinin dışında meyve olarak böğürtlene ilişkin tek bir satır bile çıkmıyor. İnanması güç ama gerçek maalesef. İsmi, bir teknoloji devi tarafından çalınmış bu küçük siyah mücevhere iade-i itibar yapılmasına yardım edecek bir tarifim var bu sefer. Ama ne tarif! Her kaşıkta sizi hem ferahlatacak hem de böğürtlenin tadını uzun süre damağınızdan eksik etmeyecek cinsten. Bu yazının devamını okumak için tıklayın »
September 23rd, 2010
Domates Soslu Yeşil Fasulye
Biliyorum, bir çoğunuz ortadan kaybolduğumu düşünmeye başladınız ama merak etmeyin yine ait olduğum yere, mutfağıma döndüm işte. İki yazı arasına bir kısa tatil, bir sürü fotoğraf, bir de faranjit sığdırdım ama şu an gayet iyiyim. Hızla yokluğumu telafi etmeye hazırım.
Geçen hafta sebze meyve alışverişi yapıp, hastalığa karşı vitamin depolamak amacıyla en favori mekanım olan semt pazarına uğrama şansım da oldu. Her zamanki gibi kalabalık ve gürültülüydü pazar. Satıcılar, “Hormonsuz domateeees”, “Bahçeden roka!” ve “Kara doktora geeeel!” (böğürtlene böyle diyorlar) diye canhıraş bağırsalar da semtin yaşlı teyzelerinin üzerinde pek etkileri olmadı. Bu yazının devamını okumak için tıklayın »
September 2nd, 2010
Paris’in Tatlı Durakları
En sonunda…Şimdi…Paris’teki lezzet duraklarımı anlatacağım, haftalar önce söz verdiğim gibi. Bir şekilde hep başka bir yazı konusu ya da vakit kaybetmeden paylaşmak istediğim başka bir tarif çıktığı için bir türlü yazamamıştım.(düzenlenmesi gereken yüzlerce gezi fotoğrafının da bu gecikmede etkisi olduğunu itiraf etmek gerek tabii).
Son Yorumlar