Bir haftasonu kaçamağı: Alaçatı

Saat öğleden sonra 2 civarı ve güneş hala tepede. Alaçatı’da nemli ve sıcak havada ellerim bir süredir arnavut kaldırımı yolda peşimde sürüklediğim bavulun sapına neredeyse yapışmış durumda. Bana telefonda verilen adres tariflerini telefonu kapatır kapatmaz unutmaya meyilli olmamın cezasını çekiyorum yine. En başta her şey aklımda çok netken birden bire sağdan mıydı yoksa soldan mı dönecektik sorusuyla kalakalırım sıklıkla ve o an aynı yerden ikinci kez geçtiğimi farkettiğim an olur her nedense. Telefonda biraz önce konuştuğum ve ”Tamam, tamam…Şimdi anladım neresi olduğunu…” dediğim kişiyi bir kez daha aramak ve sormak konusunda çok zorlandığım için de adresi kendim bulana kadar döner dururum (Bu galiba pek çok erkek için geçerli. Ve evet, çoğumuz gerçekten yol sorma özürlüyüz bunu da kabul etmek gerek sanırım).
Bu yazının devamını okumak için tıklayın »

, , , ,

8 Yorum

  • Önceki Yazılar

    • Kestane-Rom Kremalı Rulo

    • Pancar Çorbası

    • Yeni Yıl Marshmallowları

    • Bir haftasonu kaçamağı: Alaçatı

    • Sebze Suyu

    • Kışa Veda Tartı

    • Mürver Çiçeği Kremalı Balkabaklı Whoopie Pay

    • Mimolet Peynirli ve Pestolu Krep

    • Paris’te Yemek Pişirmek

    • Muskatlı Patates Mücverleri Arasında Sote Edilmiş Pazı yaprakları

    • Zencefil ve Yeşil Elmalı Yeni Yıl Makaronları

    • Kağıtta Sebzeli Deniz Levreği

    • Güzel Haber!

    • Paris’te Yemek

    • Böğürtlen ve Zencefilli Sorbe